GELECEĞE EKİLMİŞ TOHUMLAR

Yeni bir yılın arifesindeyiz.

İnsansoyu olan bizler, kendi icadımız olan zaman ve onun her tekrarına küçükten büyüğe isimler verdik. Dakika başı, saat başı, hafta başı, ay başı, yılbaşı... Ve döngü her başa dönüşünde sanki yeni bir zamanmış gibi elimize geçen hoyratça kullandık. Çünkü hammaddesi olmayan sonsuz bir kaynaktı. Ama; tükettiklerimiz sonsuz değildi!

Türdeşlerimiz tarih sahnesine çıktığından beri yaşayan canlı türlerinin % 37’si yok oldu. Çünkü kendimizi besin zincirinin en üst halkasında görmekteyiz. Ve hala da bunu sürdürmekteyiz. Akıllıyız. Geniş bir hafızamız, problemlerimize çözüm üretecek mantığımız, alet edavat yapabilecek fiziksel becerilerimiz var. Havaya çıkabilen düşmeden süzülüp tekrar yere inebilen, su üzerinde batmadan ilerleyen, içinde boğulmadan durabilecek hünerlerimiz var. Fezanın da ötesine geçtik ve başkaca dünyalar keşfetmemize ramak var.

Ya bir başka dünya yoksa?!

Bu bize uzak bir akrabadan miras kalmış da hoyratçasına harcadığımız dünya tek seçeneğimizse! Ne diyordu Buda “dünya herkesi besleyecek kadar zengindir ama herkesin ihtiraslarını besleyecek kadar değil”

Neyin peşindeyiz?

Hun imparatoru Attila öldü! Roma imparatoru Sezar öldü! Sayısı bilinmeyen servetin sahibi Karun öldü! Nice Derebeyler, zorbalar, fabrikatörler, emlak zengini insanlar...
Oysa ne kadar cömert toprak ana. Bakmadan malına mülküne, ırkına cinsine, rengine, cinsiyetine, diline, dinine, karakterine... bir tohum verene sundu bahçe. Arısı, kurdu, kuşu, böceğiyle tüm alem çalıştı seninle. Bölüşebilmek için yaşamı. Yetiyorken yirmi adım bahçe tüm tarlaları istedik. Sonra ovaları ve dağları. Ve de denizleri...

Halbuki hepimiz bir tohumduk. Kimimiz bir şekirdek, kimimiz bir zerre toz, kimimiz bir yumurta, kimimiz bir damla su. Bu kadar basitti yaşam. Ve her tohum tanesi gibi olgunlaşıp meyveye durduk. Tohum olduk. Düstük tabiatın rahmine, yeniden doğduk...
Zaman diye bir kavram yok dostlar. Bizler o dinamigin bir parçasıyız. Bir önceki neslin tohumu, gelecekteki neslin tohum kesesiyiz. Ve döngü sürecek böyle. Bizden evvel ve bizden ebede de.
Bu döngü içindeki barışı anlamak, onu korumak sürdürülebilirliği sağlamak için tek çare. Tohumlar ekiyorum geleceğe. Layık olmak, kusursuzca yapmak için görevimi sahip çıkıyorum tüm türlere. 

Murat Güneş
Tohum & Toprak Dostluğu 

Görsel: 2022den geleceğe ekilmiş tohumlar...