İnşaat endüstrisinin doğa koruma üzerindeki etkisi var mıdır?

Sn. Ayhan Küyük beyin "İnşaat endüstrisinin doğa koruma üzerindeki etkisi var mıdır?" başlıklı makalelerini siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.

İnşaat endüstrisinin doğa koruma üzerindeki etkisi var mıdır?
25 Ocak 2023 - 08:23

 Hiç kuşkusuz inşaat endüstrisi ülkelerin kalkınmasında önemli rol oynamaktadır . Ayrıca milyonlarca kişiye istihdam sağlamaktadır.Buna karşılık küresel olarak, inşaat endüstrisi tartışmasız dünyadaki en yoğun kaynak kullanan ve çevreye zarar veren endüstrilerden biridir ve olmaya da devam etmektedir.

Bu,inşaat malzemelerinde kullanılan işlemlerden, çevredeki flora ve faunaya verilen rahatsızlıklara ,üretilen ve bertaraf edilen atık ürünlere kadar her şey olabilir.İnşaat sektörü her yıl küresel ekonomiye giren toplam hammadde akışının %40'ını oluşturuyor .Bu da yaklaşık 3 milyar tondur.

İnşaat sektörünün konut (hem kamu hem de özel) ,ticari kalkınma ,endüstriyel gelişme ve altyapı inşaatı (su arıtma ve dağıtımı, karayolları,demiryolları ve havaalanları gibi) muhtemelen dört ana alt bölüm bulunmaktadır.

İnşaat için arazi gerekir ve arazi kullanımının habitatların yok edilmesi açısından doğrudan etkileri ve biyolojik çeşitlilik üzerinde bozulma ve parçalanma gibi daha ince etkiler olabilir.  

İçme suyu kirlenmesine neden olabilir, balıkçılığı tehlikeli bir şekilde etkileyebilir ve sel sorunlarına katkıda bulunabilir.  Kimyasallar, yağ, boya ve inşaat sahası kalıntıları gibi diğer kirleticiler su yollarını kirletebilir.  İnşaatın çevresel etkisi küresel ısınmaya katkıda bulunur.  İnşaat projeleri büyük miktarlarda karbondioksit ve metan yayar.  

İnşaat süreçleri sırasında ortaya çıkan gürültü ve ışık, hayvanlara doğrudan zarar vermeyebilir, ancak uzun vadeli nüfus seviyeleri üzerinde olumsuz etkileri olabilecek beslenme ve üreme davranışlarını etkileyebilir.  

Arazinin kullanımı ayrıca araziyi bölebilir ve önceden bitişik olan yaşam alanlarını ayırabilir.  Habitat parçalarının boyutları küçülüyor ve yoğun bir şekilde yönetilen modern ve çoğu zaman yaşanması zor olan manzaralar içinde yaban hayatı izole oluyor.

Bu, özellikle büyük habitatlara dayanan hareketli türler için popülasyon dinamiklerini etkileyebilir.  Habitatların farklı türler üzerindeki parçalanma etkisi karmaşık olabilir ve belirli bir nedene atfedilmesi zor olan popülasyonlarda kademeli düşüşe yol açabilir.

Ayrıca kullanılan malzemeler ve bunların işlenmesi ve üretimi, biyolojik çeşitlilik üzerinde büyük bir etkiye sahip olacaktır.  Kereste, çakıl, kum, demir cevheri, kayalar vb. inşaat sektörü için gerekli olan başlıca malzemelerdir ve bu malzemelerin üretimi biyolojik çeşitliliği büyük ölçüde etkileyebilir.

İnşaat projeleri, ister ticari gelişmeler, toplu konutlar, ister altyapı veya kamu sektörü projeleri olsun, doğal yaşam alanlarını etkileme, vahşi yaşamı ve bitki türlerini etkileme potansiyeline sahiptir.  İnşaat sektörü aynı zamanda, çoğu biyoçeşitliliği etkileyen süreçler yoluyla üretilen veya türetilen kaynakların önemli bir kullanıcısıdır.  Bu nedenle inşaat endüstrisi, hassas alanların korunmasında ve ekolojiye verilen zararın en aza indirilmesinde önemli bir role sahiptir.  İnşaat veya geliştirme projesinin bir parçası olarak yaşam alanları oluşturarak biyolojik çeşitliliği artırma fırsatları da vardır.

Peki doğa koruma konusunda ne yapılabilir?

Sektör genişlemeye ve büyümeye devam ettikçe, yenilikçi teknoloji ve güvenlik uygulamaları yoluyla bu etkileri en aza indirmenin yollarını bulmamız gerekiyor.  Bu, artan nüfusumuzla uyumlu olarak ölçeklenebilir, sürdürülebilir bir inşaat sektörüne sahip olmamızı sağlamak içindir. 

Planlamacılar ,geliştiriciler ve müşteriler birlikte çalışarak, iyi bir tasarım yoluyla habitat tahribatı, parçalanma ve tür izolasyonu gibi etkileri en aza indirmeyi hedeflemeli ve mümkün olan her yerde aktif olarak yerel ekolojik ağları “yeniden inşa etmeye'” çalışmalıdır.

Yaban hayatı için önemli olan yeni habitatlar, tampon alanlar ve peyzaj özellikleri yaratarak, sahanın ve çevredeki ekolojik ağın genel ekolojik kalitesini, kapsamını, kapasitesini, yapısını ve işleyişini geliştirmektir.Bu tür bir çaba özellikle aşağıdakilere odaklanmalıdır:

-En önemli, kırılgan veya tehdit altındaki habitatların ve türlerin var olduğu bilinen alanlarda;
 
-Yoğun bir şekilde yönetilen modern ve çoğu zaman barınması elverişsiz arazilerde habitat parçalarının boyutlarının küçülmesi ve izole edilmesi sonucunda özellikle zarar gören, geniş yayılış alanları gerektiren veya sınırlı yayılma gücüne sahip türlerin olduğu yerlerde;

-Üreme kapasitesi düşük olan türler (örneğin, çoğu büyük memeli) veya rahatsızlığa karşı oldukça hassas olan türler (örneğin, çoğu yırtıcı kuş) ve iyileştirme programlarına tabi olan türler;

-Özellikle mevcut habitat, mevcut türlerin bolluğu, dağılımı ve/veya çeşitliliği;

-Artan ekolojik rahatsızlık ve stres yoluyla yakındaki gelişmeden dolaylı bir etkiye maruz kalmak, böylece sahanın mevcut yaban hayatı destekleme kapasitesinin azalması;

-Ekolojik kalitenin düşmesine maruz kalması, böylece sahanın artık yabani türlerin göçünü, yayılmasını veya genetik değişimini destekleyemez hale gelmesi;

- Peyzajda parçalar arasında bir 'bariyer' etkisine neden olan gelişmeler biyolojik çeşitliliği olumsuz yönde etkiler.

İnşaat endüstrisi, hazırlayacakları CED raporlarında Yerel Biyoçeşitlilik Eylem Planları, Tür Eylem Planları ve Habitat Eylem Planlarını yerel düzeyde olumlu önlemler için kılavuz olarak kullanılmalıdır.Bu planlar ve önlemler bozulmuş habitatların rehabilitasyonunu veya geliştirme alanlarının içinde ve yakınında yeni habitatların oluşturulmasını içerebilir.Yaban hayatı için potansiyel olarak büyük önem taşıyabilecek mevcut habitatları ve peyzaj özelliklerini eski haline getirilerek mümkünse birbirine bağlanmalıdır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum